2000 Koloni ile Arı Zehri üretmek için Çalışmalarımız Baslatmıs Durumdayız ,İlaç Firmaları ve Üniversite Bünyesinde Çalışmak İstiyoruz,
Arı zehrini toplamak için, arı kovanlarının önüne ızgaraya benzer küçük bir panel konur. Metal tellerden müteşekkil panel, düşük voltajlı sabit bir elektrik akımıyla donatılmıştır. Kovana girişler, bu panel vasıtasıyla olur. Kovana girip çıkan bal arıları panele dokunduğunda hafif bir elektrik çarpmasına maruz kalır ve kendilerini savunma refleksiyle iğnelerini panele batırır. Bu esnada zehir, panelin altındaki cam tabaka üzerine akar. Arıya hiçbir zarar vermeyen bu uygulamayla zehir toplanır ve kurutularak toz hâlinde saklanır.
Maskeyle toplanır , labaratuvar tüplere koyulur ,ortam elbiseleriniz temizlenerek dışarı çıkılır.
Farmolocik olarak arı zehrinin,kan dolaşımını artırıcı, cildi gençleştirici,düz kas kasılmasını artırıcı bakteri öldürücü ,kalp ritmini ve fonlsiyonlarını düzenleyici,mide suyunu kalp ve beyin damarlarındaki kan basıncını düzenleyici adrenalin artırıcı ,radyosyona karşıkoruyucu kadınlarda menstruasyon dönemi öncesi agrıları giderici tansiyon düşürücü, hücre yenileyici özelliğe sahiptir.
Bal vermesinin yanında arılar zehirleriyle de insanlığa hizmet ediyor. Zehir işlendiğinde kalp ve damardan, sinir sistemine kadar bir çok rahatsızlığın tedavisi de kolaylaşıyor. Arılardan balın yanı sıra zehir, polen, süt, balmumu, propolis ve erkek arı larvası olan ”Apilarnil” gibi ürünler elde edilebiliyor. Bir gramının yaklaşık 10 bin arıdan elde edilebildiği zehirden, birçok hastalığın tedavisinde yararlanılabiliniyor.
; “Arı zehri, işlendiğinde kalp damar hastalıkları, astım, kronik akciğer bozukluğu ve anfizem gibi akciğer hastalıkları, diyabet, sinir sitemi ve deri hastalıklarının tedavisinde yaygın şekilde kullanılabiliyor. Bunların yanı sıra romatizma, kemik ve eklem hastalıkları, glukom ve kornea bozuklukları gibi göz hastalıklarının tedavisinde de arı zehrinden yararlanılıyor. Zehrin, AIDS ‘e yakalananlarda, ömrü uzatıcı etkisi olduğu da biliniyor.
Son yıllarda arı zehri tedavisi uygulanan Multiple Sclerosis hastalarında da, hastalığın durduğu, hatta kısmen iyileştiği gözlenmiştir. Arı zehriyle tedavi, mutlaka bir hekim kontrolünde yapılmalıdır.”
Arı zehrinin tedavi maksatlı kullanılmasıyla alâkalı ilk bilgilere, M.Ö. 2.000-2.100 yıllarına ait bir kil tablette rastlanmıştır. 1935’te Almanya’da arı zehrinden elde edilmiş piyasaya sürülmüştür. Bu ürün hâlen kullanılmaktadır. 1983’te Amerika’da Arı Ürünleriyle Tedavi Derneği kurulmuştur.
Suda çözünebilen renksiz, kokusuz ve berrak bir sıvı olan arı zehrine sıcağa ve soğuğa dayanıklı olma hususiyeti verilmiştir. Bu zehir, normal mevsim sıcaklıklarında yaklaşık 20 dakikada kurur ve ağırlığının % 65-70’ini kaybeder. Kuruduktan sonra sarımtırak kahverengi bir renk alır. Bir gram katı arı zehri için 10.000 arı iğnesine ihtiyaç vardır.
Arı zehrinin muhteviyatında 18 farklı biyoaktif molekül tespit edilmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır: aminoasit, protein, yağ, şeker ve enzim karakteristiği gösteren mellitin, adolapin, apamin, mast hücre degranülasyon (MHD), histamin, fosfolipaz A, peptid, dopamin ve hyaluronidaz. Mellitin ve adolapin proteinleri iltihabı azaltıcı (anti-enflamatuar); apamin, sinir iletimini artırıcı; mast hücre degranülasyonu (MHD) ise, alerji önleyici hususiyetlerle donatılmıştır. Mellitin, 26 aminoasitten müteşekkil arı zehrinin başlıca toksin maddesidir. Mellitin, iltihabı baskılamakla görevli kortizol hormonunun salınmasına ve hücre duvarının dayanıklılığının artmasına vesile olur. Mellitin ayrıca bağışıklık sistemi hücreleri (nötrofillere) vasıtasıyla serbest radikal (süperoksit) üretilmesinin engellenmesinde rol alır, böylece hücre ve doku zararı azalır.
Ateş düşürücü hususiyeti de bulunan adolapin, iltihap oluşumuna yol açan siklooksijenazın engellenmesinde rol alır ve ağrı kesici (analjezik) tesir yapar. 10 aminoasitten müteşekkil bir peptid olan apaminin ise, sinir sistemi hasarının giderilmesinde tesirli olduğu düşünülmektedir.
Mast hücre degranülasyon (MHD) proteini, düşük konsantrasyonlarda alerjik reaksiyona yol açan histamin salınmasına sebep olurken, yüksek dozlarda bunun engellenmesine vesile olur. Her ne kadar adı zehir olsa da, bu moleküller, Yüce Yaratıcı’nın (celle celâluhu)zehre şifa özelliği kazandırması noktasında bir mu’cizedir.
Günümüz tedavi metotlarının romatizmal şikâyetleri gidermede bazen yetersiz kalması, hastaları ve sağlık çalışanlarını tamamlayıcı tıp uygulamalarına sevk etmektedir. Arı zehri başta Çin olmak üzere, Amerika’da ve birçok Avrupa ülkesinde tamamlayıcı tıp uygulamalarından biri olarak kabul görmüştür. Bu ülkelerde apiterapi merkezleri kurulmaya başlanmıştır. Apiterapinin en iyi şekilde uygulanan metodu arı zehridir. Arı sokması taklit edilerek, arı zehri deri içine veya altına uygulanır. Bunun yanında krem veya kapsül formunda arı zehri ürünleri de bulunmaktadır. Zehrin mikroenjeksiyon yoluyla ağrılı bölgeye uygulanması, canlı arının insanı sokması ve akupunktur uygulamalarının tesir mekanizmaları birbirine benzerdir. Akupunktur, beyin ve omurgada ağrı yollarının (opioid ve alfa 2 adrenerjik reseptörleri) bloke edilerek ağrının kesilmesine dayanır. Arı sokması da benzer şekilde ağrı kesici molekül (endorfin) salınımını uyarmaktadır. Bundan dolayı, Çin tıbbında arı zehrinin iltihabî bölge yerine, akupunktur noktalarına uygulanması daha yaygındır. Bazı uygulamalarda iki tedavi şekli birleştirilerek api-akupunktur uygulaması birlikte yapılmaktadır.
Tedaviye, arı zehri deri altına az miktarda tatbik edilerek, hastanın zehre karşı alerjisinin olup olmadığının belirlenmesiyle başlanır. Eğer alerjik bir durum yoksa, tedaviye bir veya iki arı sokması veya enjeksiyon metoduyla devam edilir. Uygulama arı sokmaları veya enjeksiyon sayısı artırılarak, haftada üç gün yapılır. Daha sonra ağrı, şişlik, kaşıntı, kızarıklık ve nadir de olsa ölüme yol açabilen alerjik bir reaksiyon (anaflaksi) ortaya çıkabilir. Bundan dolayı, bütün tedavi metotlarında olduğu gibi arı zehriyle tedavi de, mutlaka uzmanlar tarafından uygulanmalı, ehil olmayanlara yaptırılmamalıdır.
Romatizmal hastalıklardan bilhassa eklem iltihabı (romatoid artrit), eklem kireçlenmesi(osteoartrit), menapoz sonrası kemik zayıflığı (osteoporoz), kas romatizması(fibromiyalji) ve kronik ağrıların tedavisinde arı zehri uygulanmaktadır.
İltihaplı eklem romatizması olan 80 hasta üzerinde yapılan bir çalışmada, 40 hastanın akupunktur noktalarına haftada iki seans olmak üzere iki ay süreyle arı zehri uygulanmıştır (birinci grup). Diğer 40 hastanın akupunktur noktalarına ise serum fizyolojik enjeksiyonu yapılmıştır. Birinci grupta ilk iki ayda hassas eklem sayısı, şiş eklem sayısı, sabah tutukluğu, ağrı ve lâboratuvar tahlillerinde kayda değer iyileşmeler belirlenmiştir.
Benzer bir çalışmada, iltihaplı eklem romatizması olan hastalara, üç ay süreyle haftada üç defa arı zehri enjekte edilmiş ve hastaların şikâyetlerinde azalma görülmüştür. Bu çalışmalar neticesinde arı zehrinin iltihaplı eklem romatizması tedavisinde uygulanabilir olduğu ortaya konmuştur.
Bal arısı zehri kırktan fazla aktif madde içerir. Bu aktif maddelerinin çoğunun fizyolojik etkileri vardır. Arı zehrinde en fazla miktarda bulunan bileşen iltihap sökücü özelliği olan melitindir. Bu madde vücudun kortisol üretmesini sağlar. Kortisol vücudun kendi kendine iyileşmesine yardımcı olan bir ajandır. İltihap sökücü özelliği olan melitin hidrokortisoldan 100 kat daha etkilidir. Paul L. Cerrato’nun makalelerinde deneylerin melitinin vücuttaki iltihaplı reaksiyonları yavaşlatabileceğini gösterdiği belirtilmektedir. Bu nedenle arı zehri romatizmalı arterit gibi iltihaplı sağlık durumlarının tedavisinde etkili olabilir. Farmakolojik etkileri olabilen diğer bileşenler arasında sinir iletimini geliştiren apamin; iltihap sökücü ve analjezik özelliği bulunan adolapin ve depresyonda önemli bir rol oynayan norepinefrin, dopamin ve seratonin gibi diğer sinir taşıyıcılar yer alır.